
Doğudan batıya, güneyden kuzeye giden ulaşım ve ticaret yolları üzerine serpiştirilmiş han ve kervansaraylar geçmişte Selçuklu ekonomisinin nabzının attığı yerlerdir. O eski günlerin ihtişamından uzak bir köşede bekleyen hana rastlayınca; eski yolculukların sihrini yaşamak için bir kervana katılmak, bir handa gecelemek ister insan. Kimi bir gölün kenarında, kimi engin bir ovanın ortasında yer alan Bozkır’ın misafirperver hanları bugün de gidip görülmeye değer sanat eserleri.
İnsan yaşlanmaz, hayatı boyunca edindiği deneyimler ile yalnızca olgunlaşır. Coğrafyasından maneviyatına, lezzet kültüründen tarihine kadar Konya, bir insanın hayatına katabileceği en özel deneyim ve en büyük olgunluk olacaktır.
İnsan küçük bir evren taşır içinde. Ömür yolculuğu kilometreler ile değil zamanla ölçülür. Dünya üzerinde gittiği her yer, kat ettiği her rota içindeki dünyayı değiştirir insanın. İşte bu yüzden Mevlana’nın şehri Konya’yı gezmek ve eşsiz rotalarında yolculuk etmek, insanın kendini keşfetmesi demektir aynı zamanda.