
Melikdad oğlu Ali adlı bir kişinin oğlu olan Muhammed Şemseddin, 1185-86 yıllarında Tebriz’de dünyaya gelmiştir. Azeri Türklerinden olan Şemseddin, din ilimlerini tahsilden sonra Tebrizli Ebubekir Sellebaf'ın dervişi olmuştur. Birçok mürşitten manevî hazlar almak ister için diyar diyar dolaşmıştır. Bu sebepten “Şemseddin-i Perende (Uçan Şemseddin)” lakabıyla anılmıştır. Makalat’ta Şems’in: “Beni velilerinle tanıştır” diye dua etmesi üzerine rüyasında: “Seni bir veliye yoldaş edelim” denildiği, onun nerede olduğunu sorduğunda, ertesi gece o velinin Anadolu’da bulunduğunu öğrenm...
İnsan yaşlanmaz, hayatı boyunca edindiği deneyimler ile yalnızca olgunlaşır. Coğrafyasından maneviyatına, lezzet kültüründen tarihine kadar Konya, bir insanın hayatına katabileceği en özel deneyim ve en büyük olgunluk olacaktır.
İnsan küçük bir evren taşır içinde. Ömür yolculuğu kilometreler ile değil zamanla ölçülür. Dünya üzerinde gittiği her yer, kat ettiği her rota içindeki dünyayı değiştirir insanın. İşte bu yüzden Mevlana’nın şehri Konya’yı gezmek ve eşsiz rotalarında yolculuk etmek, insanın kendini keşfetmesi demektir aynı zamanda.