
Meram bahçelerinin güneyindeki tepenin yamaçlarındadır. Belediye tarafından çam koruluğu ile bezenmiştir. Adını Karamanoğlu Dönemi’nde yaşayan mescid ve darülhuffazın yanındaki türbede yatan zattan alır. Bu şahıs Hazret-i Mevlâna günlerinin Meram’ında, ney üfleyerek tabiatı coşturan bir insandır. Kadın olduğu da söylenir. Onun ney üfleyeceği zaman Hazret-i Mevlâna yamacın eteklerine kadar gelerek, o gönülleri fetheden kamıştan süzülerek vadiye yayılan nağmeleri saatlerce dinlemekten hoşnut olurdu. Bir seferinde bekledikleri ses gelmeyince yanındakileri onun tepedeki kulübesine bakmal...
İnsan yaşlanmaz, hayatı boyunca edindiği deneyimler ile yalnızca olgunlaşır. Coğrafyasından maneviyatına, lezzet kültüründen tarihine kadar Konya, bir insanın hayatına katabileceği en özel deneyim ve en büyük olgunluk olacaktır.
İnsan küçük bir evren taşır içinde. Ömür yolculuğu kilometreler ile değil zamanla ölçülür. Dünya üzerinde gittiği her yer, kat ettiği her rota içindeki dünyayı değiştirir insanın. İşte bu yüzden Mevlana’nın şehri Konya’yı gezmek ve eşsiz rotalarında yolculuk etmek, insanın kendini keşfetmesi demektir aynı zamanda.